33- Çocuğumuza harçlık veririz biz. Harçlığını istediği gibi harcayabilir çocuk. Zaten o yüzden adı harçlıktır. Ama buna rağmen çocuk harçlığını bizim hoşlanmadığımız şeylere harcarsa kızarız ona. Hâlbuki istediği gibi harcasın diye vermişiz, kızmaya hakkımız yok. Ama kızarız. İsteriz ki harçlığını kullanmasını bilsin. Biz harçlığını heba eden çocuğumuza kızarız da Allah nimetlerini heba eden bize kızmaz mı? 38- Hiç akredite diye bir kavram duydunuz mu? Resmi toplantılara katılabilme belgesi. Bir nevi bizim düğün davetiyelerimiz gibi. Şu var ki biz düğünlerimize davetsiz gelenleri dahi kabul ederiz. Ancak akreditesi olmayanlar resmi toplantılara kabul edilmez. İşte haram yiyenlerin Allah’la akrediteleri kesilmiş demektir. 106- Küs kalmanın en somut göstergesi verilen selamı almamaktır. Selam vermenin hükmü sünnet, verilen selamı almanın hükmü ise farzdır. Eve gelen icra yazısını “Ben kabul etmiyorum” diyerek reddetme şansımız olmadığı gibi verilen selamı karşılıksız bırakma şansımız da yoktur. Selam söyleyenin dilinden çıktığı andan itibaren postaya verilmiş icra gibidir. Biz teslim alsak da almasak da borç tahakkuk etmiştir. Ve bir an önce borcun ödenip dosyanın kapatılması gerekir. Yoksa her geçen gün farzı terk etme günahımız artarak devam eder.