Yol, yalnızca bir başlangıç ile bir sonu birbirine bağlayan mesafe değildir; insanın varoluşunu sınadığı, başkalarıyla karşılaşarak dünyayı anlamlandırdığı bir serüvendir. Her adım yeni bir soruya, her karşılaşma yeni bir şaşkınlığa, yeni imkânlara ve doğacak yeni hakikatlere dönüşür. Modern çağın en özgün düşünürlerinden Martin Buber, bu felsefi yolculuğun merkezine insanı yerleştirir. Ona göre insan, kendini ve dünyayı ancak başkalarıyla, toplumla ve Tanrı’yla kurduğu diyalog içinde keşfeder. Geleceğe açılan yol da işte bu karşılaşmaların ışığında belirir. Yol Göstermek, Buber’in farklı dönemlerde siyasetten sanata, felsefeden eğitime ve bilimden dine kadar birçok konuda kaleme aldığı, onlarca yıla yayılan felsefi birikiminin eleğinden geçerek süzülmüş yazıları bir araya getiriyor. Soyut düşüncenin soğukluğundan değil, hayatın sıcak nabzından doğmuş ve manevi bir anarşizmin taslağı olarak da okunabilecek bu metinler, hayat, varoluş, dünya ve başkası hakkında felsefece düşünmenin yeni ve aykırı yollarını sunarken, okurları yaşamın tam ortasında kendi yollarını bulmaya davet ediyor.