Bir yandan köklerinden gelen aidiyet, diğer yandan nefretle beslenen bir miras… “Huzursuz Topraklar”, Osmanlı’nın çalkantılı son demlerinden modern zamanlara uzanan, kıtalararası bir dram. Babası Türk ama o, Ermeni dedesinin nefretle örülü duvarları arasında, Türk düşmanlığıyla büyütüldü. Yurt bellediği Amerika ve Avrupa’nın ışıltılı şehirlerinde, geçmişin gölgesi peşini hiç bırakmadı. Peki ya şimdi? Kardeşleriyle birlikte aynı öfkenin tohumlarını taşıyorken ait olduğu toprakların fısıltıları onu huzursuz bir yolculuğa sürüklüyor. Amerika’nın özgürlük vaat eden topraklarından geçmişin acı izlerini taşıyan Anadolu’ya uzanan bu dramda, bir aile kimliğini, ailesinin sırlarını ve nesiller boyu süren bir çatışmanın ortasındaki yerini arıyor. Affetmek mi, intikam almak mı? Geçmişle yüzleşmek mi, yoksa geçmişten kaçmak mı? Bu eser, sizi sadece bir dönemin ve iki halkın kesişen kaderine değil, aynı zamanda nefretin nasıl bir miras olarak aktarıldığına ve aidiyetin karmaşık tanımına derinlemesine bir yolculuğa çıkaracak. Bu sarsıcı roman, köklerin çağrısını gözler önüne serecek.