Şu an evrenin kökenini açıklayamıyoruz, günün birinde açıklayacağımız da kuşkuludur. Sabine Hossenfelder’e göre kuantum dolanıklığı ve vakum enerjisinin alternatif şifacıların başvurduğu açıklamalar haline gelmesi veya insanların kuantum mekaniği aracılığıyla, ölen büyükannelerinin hâlâ yaşadığına inanması bir rastlantı değildir. Bilim ve dinin kökenleri de soruları da ortaktır: Nereden geliyoruz? Nereye gidiyoruz? Bu soruları yanıtlamaya en yakın bilim alanı fiziktir. Son yüzyılda, fizikçiler hangi tinselci fikirlerin doğa yasalarıyla uyumluluğunu sürdürdüğü konusunda çok şey öğrendiler. Ancak tartışmaların her zaman bilimsel tarafında kalmadılar: Geçmiş varlığını sürdürüyor mu? Parçacıklar düşünür mü? Evren bizim için mi yaratıldı? Bir her şeyin kuramı olacak mı? Hossenfelder, fizikçilerin bu soruları yanıtlama yolunda ne ölçüde ilerlediğini ve hangi soruların sonsuza dek pekâlâ yanıtsız kalabileceğini ortaya koyuyor. “Hossenfelder, fizikçi meslektaşlarının çoğunun bilimsel düşüncelerine spekülasyon ve inanç katma konusunda teologlar ve new age mistikler kadar suçlu olduklarını iddia ederek herkesi şaşırtıyor. Ama dünyanın kaygıları ile fiziğin şaşırtıcı karmaşıklığı arasında köprü kurabilen herkes biraz şımartılmayı hak etmiştir.” –The Wall Street Journal “Bu ayın en eğlenceli kitabının bilim hakkında olmasını beklemiyor olabilirsiniz. Ünlü fizikçi Hossenfelder konusunu iyi açıklamakla kalmıyor; aynı zamanda okurları, bilim ile maneviyat arasında bağlantı kurmaya teşvik ediyor.” –Los Angeles Times “Okurları alışılagelmiş varsayımların ötesine geçmeye teşvik ediyor ve bunu yaparken de eğlendirmekten geri kalmıyor. Bilimdışı görüşleri bilimsel olanlardan ayırarak, yaşamın büyük sorularını yanıtlamada bilimin sınırlarını belirlemeye yardımcı oluyor.” –Science Magazine