Charlotte Holmes serisinin aksiyon yüklü ikinci kitabında, Jamie Watson ve Charlotte Holmes’ü Avrupa’nın bir ucundan diğerine sürükleyecek kovalamacanın fitili aylar önceden ateşlenmişti. Jamie ve Charlotte sonbahar dönemini zar zor canlı atlattıktan sonra Sussex’te geçirecekleri kış tatilinde beladan uzak kalabileceklerini düşünüyorlardı. Ancak Charlotte, sırlara sahip tek Holmes değildi. Watson’ın hislerinin derinleşmesiyse, aralarındaki kıvılcımı tehlikeli bir hâle getirmişti. Leander Holmes, sanat sahtecilerinin yakalanması için Alman hükümetiyle işbirliği yaptığı bir gizli görevdeyken, ardında tuhaf ipuçları bırakarak ortadan kayboldu. Charlotte ise kendisini, amcasını bulmak için Berlin’deki yeraltı stüdyolarından Prag’daki şaşaalı sanat evlerine uzanan tehlikeli bir yarışın içinde buldu. Kimin dost kimin düşman olduğunun belirsizleştiği bu davada Watson ve Holmes’ün öğrendikleri yeni bilgiler, aileleri, kendileri ve birbirleri hakkında bildikleri her şeyi değiştirecekti. “Cavallaro, Doyle’un karakterlerini ve onlara özgü davranışları kullanmasına rağmen olay örgüsünü ileri bir seviyeye taşıyor.” Kirkus “Dilin harika kullanımı, dâhiyane diyaloglar ve yaşayan karakterler. Cavallaro’nun Doyle’un hikâyelerine olan hakimiyeti sorgulanmaz.” Teenreads